Altın odağını yeniden para politikasına çevirdi

Altın odağını yeniden para politikasına çevirdi

Altın fiyatları son haftalarda ABD’deki seçim belirsizliğinden ve güçlenen faiz indirimi beklentilerinden destek alarak rekor seviyelere ulaşmıştı. Bu yükselişin ardından geçtiğimiz hafta kazançlarının bir kısmını geri veren ons altın, yeni haftanın ilk işlem gününü de yüzde 0,1’lik kayıpla kapatmıştı. Ons altın, haftanın ikinci işlem gününde ise yüzde 0,26 artışla ons ​​başına 2.402 dolardan işlem gördü. Değeri ons altın ve dolar/TL ile hesaplanan gram altın da benzer şekilde sınırlı bir yükseliş kaydederek yüzde 0,25 artışla 2.541 TL seviyesinden fiyatlandı. Yatırımcılar ise altın fiyatlarındaki temkinli seyrin ortasında odağını perşembe günü açıklanacak ABD'nin ikinci çeyrek gayrisafi yurt içi hasıla verilerine ve cuma günü açıklanacak kişisel tüketim harcamalarına (PCE) çevirdi. Yatırımcılar, ABD’de açıklanacak büyüme ve kişisel tüketim harcamalarından Fed’in 30-31 Temmuz toplantısında atacağı adıma ilişkin ipucu bulmayı bekleyecek. Fed Başkanı Jerome Powell'ın toplantı sonunda yapacağı açıklamaları da takip edecek yatırımcılar, özellikle faiz indirimi ihtimalinin zamanlamasını sorgulayacak. UBS analisti Giovanni Staunovo ise konuyla ilgili paylaşımında, “Fed'in hala iki faiz indirimi yapacağını öngörsek bile, bu hafta PCE gibi veriler ekonomik yavaşlama göstermeye devam ederse temmuz ayında bir faiz indirimi olasılığı var. Altının mevcut seviyelerden daha da yukarı yönlü olduğuna inanıyoruz ve yıl sonuna kadar 2.600 $/ons seviyesini hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Ancak piyasaların genel beklentisi Fed’in ilk faiz indirimini eylül ayında gerçekleştirebileceği yönünde. Buna göre piyasa katılımcıları Fed’in faiz indirimine gitme ihtimali ABD verileri öncesinde temmuz ayı için %2,6, eylül ayı için ise %91,7 olarak fiyatlanıyor. Kaynak: CME Fedwatch Fed’in politika faizi ise şu an yüzde 5,25 ila 5,50 aralığında bulunuyor.

Altın yatırımcısı, ABD'deki siyasi belirsizliğin ardından Fed'in para politikasını şekillendirebilecek temel ekonomik verileri beklemeye başladı.